SOSYAL medyada mültecilere yönelik nefret söylemleri içeren paylaşımlar yaptıkları suçlamasıyla 10’u tutuklu, 30 sanığın yargılanmasına başlandı. Mahkeme, tutuklu sanıkların tahliyesine, tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin ise kaldırılmasına karar verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, mültecilere yönelik nefret söylemleri içeren paylaşımlar yaptıkları iddia edilen 30 şüpheliden 10’u, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 30 şüpheli hakkında toplu halde, zincirleme şekilde, basın ve yayın yoluyla ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ ve ‘halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit’ suçlarından 15 yıla kadar cezalandırılmaları talebiyle iddianame düzenlendi. İddianame, Ankara 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
‘SINIRLARIN NAMUS OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİM’
2 gazetecin de aralarında bulunduğu 10’u tutuklu, 30 sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar, taraf avukatları, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve sanıkların yakınları katıldı. Tutuklu sanıklardan Eray Ertürk, 13 yıldır sosyal medya hesabının herkese açık olduğunu ve daha önce benzeri bir suç nedeniyle tutuklanmadığını söyledi. Türkiye’nin Suriye gibi olmaması için bir yazı yazdığını söyleyen Ertürk, “Ortada bir suç yok. Kaldı ki suç olsa bile 4 aydır yatarı olmayan bir suçtan tutuklu bulunuyorum. Söz konusu paylaşımlara itirazım yok, kabul ediyorum” dedi.
Tutuklu sanıklardan Hüseyin Dicle ise eski bir asker olarak 4 aydır tutuklu olmanın kanına dokunduğunu söyledi. Yalan bir şey paylaşmadığını, sadece Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın söylediklerini paylaştığını belirten Dicle, “Tüm bu yazılanları toparlayıp suç unsuru yapmışlar. Dosyada olan her şey cımbızlanarak konmuş. Buradaki suç unsurunu ben hala çözemedim” ifadelerini kullandı.
‘MİLLİYETÇİ PAYLAŞIMLAR YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM’
Tutuklu gazeteci Serkan Kafkas ise dosyaya konu olan haberlerin tamamını ulusal basından görerek yazdığını ve tüm haberlerin kaynaklı olduğunu söyleyerek, “‘Suriyeli’, ‘Afgan’ gibi ifadeler kullandığımız için etnik sınıfını belli ettiğimiz için mi buradayız? Benzer bir olay Almanya’da olsa ve bir Türk suça karışsa kişinin Türk olduğu haberde yine belirtilir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Buradan çıktığım zaman da milliyetçi paylaşımlar yapmaya devam edeceğim” dedi.
Tutuklu gazeteci Süha Çardaklı da meslek hayatı boyunca herhangi bir ceza almadığını, tek yalan haberinin olmadığını belirterek, yazdığı haberlerin arkasında olduğunu savundu.
Sanık ve avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu 10 sanığın tahliyesine, tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin de kaldırılmasına karar verildi. Duruşma, 20 Mayıs’a ertelendi.